Bodrum’un simgesi, Bodrum’un ikonu, Bodrum’un olmazsa olmazı, deniz kenarında yılları, dalgaları dimdik göğüsleyen, her yıl yüzlerce insanı misafir eden, en güzel manzarasına sahip olan, 3 tarafı denizlerle çevrili Bodrum Kalesi iki liman arasında kayalık bir alan üzerine inşa edilmiştir.
Antik çağdan önce ada olup zamanla kente bağlanarak yarımada durumuna gelmiştir. İki tarafında Bodrum’un kalbini oluşturan iki koca koy ve liman bulunuyor. Kalenin yapımında, depremde yıkılmış olan dünyanın yedi harikasından; Mausoleion‘nun taşları kullanılmıştır.
Bodrum Kalesi Tarihi
Kalenin yaptırılma nedeni, güçlenmekte olan Osmanlı Devleti tehdidine karşı Şövalyelerin ana karada güvenli bir bölge ihtiyaçları olmuştur. Zaten bir kale inşa edilmiş, Kos'a yakın olan Bodrum, kalenin inşa yeri olarak seçilmiştir.
Kalenin yapıldığı bölgede Dorlar zamanından kalma savunma temelleri ile 11. yüzyıldan küçük bir Selçuklu kalesi bulunmaktaydı. 1402-1522 yılları arasında St. Jean Şövalyeleri tarafından kontrol edilmiş kale tek bir millet yerine İtalyan, Fransız, Alman ve İngilizlerin ortak eseridir. Kalenin farklı bölümleri farklı zamanlarda inşa edilmiştir. Şapel 1406, İngiliz Kulesi 1413, ilk duvarlar ise 1437 yılında tamamlanmıştır.
Kale, 1523 yılında Rodos Kuşatması sonucunda Kos ve Rodos ile birlikte Osmanlı egemenliği altına girmiştir. Bunun sonucunda kaleye bir minare eklenmiş ve kale içinde yer alan şapel "Süleymaniye Camii" ismi altında camiye dönüştürülmüştür. 400 yıl boyunca Osmanlı kontrolü altında bulunan kale, bu süre zarfında eski önemini yitirmiş ve zaman zaman askeri üs ve hapishane olarak kullanılmıştır.
Birinci Dünya Savaşı'nda bir Fransız savaş gemisinin açtığı ateş sonucunda kalenin minaresi yıkılmış ve bazı kuleleri zarar görmüştür. Kısa süre İtalyan hâkimiyetine girmiş olmasına rağmen, İtalyan kuvvetleri 1921 yılında kaleden geri çekilmiştir. Savaştan sonra yaklaşık 40 yıl boyunca boş kalan kale daha sonra Sualtı Arkeoloji Müzesi'ne dönüştürülmüştür.
Müze koleksiyonlarında bulunan eserler Türk hamamı, Amphora sergilemesi, Doğu Roma
Gemisi, Cam Salonu, Cam Batığı, Uluburun batığı, Sikke ve Mücevherat Salonu, Karyalı Prenses Salonu, İngiliz Kulesi, İşkence ve Katliam Odaları ve Alman Kulesi'nde sergilenmektedir.
Ayrıca, 33,5 dönüm genişliğindeki bir arazi üzerine kurulmuş olan kalede açık mekanlarda da eser sergilenmektedir. Ayrıca kalede 14 adet sarnıç bulunmaktadır. Kale kuşatma altındayken su ihtiyaçlarını bu sarnıçlardan karışılıyorlarmış.
İç Kalede farklı ülke isimlerine sahip kuleler yar almaktadır. En yüksek olan ve deniz seviyesinden 47,50 metre yükseklikte bulunan kulenin adı Fransız Kulesi’dir. Kalenin kara ile bağlantılı olduğu cephedeki bölümler çift kat duvarlar örülmüş ve desteklenmiştir.
Ancak denize bakan doğu tarafını bu şekilde kuvvetlendirmemişlerdir. Çünkü Şövalyeler denizden gelebilecek bir saldırı karşısında donanmalarının iyi savunacağından eminmiş. Deniz savaşları konusunda iddialı olduklarından denize bakan surları kara suları gibi güçlendirmemişler.
Bu sebeple, iç kaleye ulaşmak için 7 kapı koyarak daha kontrollü hale getirmişler. Hatta kapının bir tanesinde 16 yüzyıldan kalma yunanca bir yazıya göre üzerinde, Casusluk yapanların cezalandırılacağı yazar. Müze 1995 yılında Avrupa’da yılın Müze Yarışması’nda ‘’Özle Övgü’’ ödülünü almıştır.